Muharrem ayını idrak ettiğimiz bugünlerde, sosyal medyada garip bir olay patlak verdi. Cumhurbaşkanı‘nın eşi Sayın Emine Erdoğan’ın paylaştığı bir videodaki detay, gündeme damgasını vurdu. Sayın Erdoğan‘ın aşure tarifi verirken mutfağında görülen musluğun yaklaşık 10.000 TL olduğu söylendi ve bu durum tepkilere neden oldu.
İslam tarihinde Hendek Savaşı‘nın önemi çok büyüktür. Ahzab (Partiler, Hizipler) Savaşı olarak da bilinen bu savaş, Müslümanların “ölüm kalım” savaşıdır. Bu savaştan sonra Medine halkı, Mekkeli paganları yenerek güçlenmiş ve diğer kabilelerin de kendilerine saldırma cesaretini kırmıştır. Bununla birlikte -dönemin gereği olarak- yenilen ordudan ganimet alınmış, Müslümanlar hiç olmadıkları kadar zenginleşmişlerdir. İşte tam da bu noktada, yöneticiler ve siyasiler için “ders” niteliğinde bir problem ortaya çıkmıştır.
Müslümanların refah düzeyinin artmasına rağmen, Hz. Peygamber ve ailesi bu zenginlikten -isteyerek- faydalanmadılar. Fakat Hz. Peygamber’in eşlerinden kimileri, ortaya çıkan zenginliğin Ehl-i Beyt’e de tesir etmesi konusunda ısrarcı oldular. Hz. Peygamber ise gerek risalet görevi, gerekse devlet başkanlığının getirdiği sorumluluk bilinci ile bunu reddetti. Kuran’ı Kerim de peygamberinin ağzından eşlerine şöyle seslendi: ” Ey peygamber! Eşlerine şöyle de: Dünya hayatını ve güzelliklerini istiyorsanız gelin size bir şeyler vereyim sonra da güzellikle sizi serbest bırakayım. Yok eğer Allah’ı, resulünü ve âhiret yurdunu istiyorsanız şunu bilin ki Allah, içinizden iyiliği seçenlere büyük bir ödül hazırlamıştır. ” Ahzab 28-29
Kuran-ı Kerim’in ve Peygamberin bu tavrı bana İslam Tarihi ile ilgili okuduğum bir kitabı hatırlattı. Yazar orada diyordu ki “Muhammed, o tarihteki herhangi bir Medineliden daha farklı yaşamıyordu.” Ne oldu da Müslümanlar bu kadar değişti? Peygamberi halktan farksız bir hayat süren bir dinin bağlıları, iktidar sarhoşluğuna neden bu kadar hızlı kapıldı? “Bir lokma, bir hırka” felsefesi, neden yerini lüks ve sefahata bıraktı? Yorum sizin.
Muhammed KARAKAŞ